3 Kasım 2011 Perşembe

ÇİKOLATALI ELMA ŞEKERİ



2 paket bitter
2 paket sütlü çikolata!
5-6 adet Elma
Süslemek için bonibon
yada renkli şekerlemeler

Çikolataları parçalara ayırıp,sul dolu bir tencerenin üzerinde benmari usulu eritin...

Elmaları yıkayın,kurulayın....

Ortalarından batırdığınız çubuklardan tutarak erimiş çikolataya bandırın...

Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin.

Üzerini bonibon yada renli şekerlemeler süsleyin ve buzdolabında bekletin..

Çocuklar kadar büyüklerinde keyifle yediği çok güzel ve pratik bir lezzet!...Afiyet olsun!

ŞARAPLI ARMUT TATLISI


5-6 adet armut
1,5 bardak toz şeker
4-5 adet kabuk tarçın
1 adet portakal
1 şişe kırmızı şarap
1 kutu pişmaniye
sade dondurma
süslemek için;nane yaprağı

Armutları soyup bir tencereye alın,üzerine toz şeker,sıkılmış portakal suyunu ve tarçın kabuklarını yerleştirin...


Son olarak 1 şişe kırmızı şarabıda ilave ederek orta ateşte pişirmeye başlayın.Suyu kıvama gelinceye kadar ( sulu reçel gibi) kaynatın.



Servis yaparken bir tabağa önce dondurmayı, dondurmanın üzerine pişmaniyeyi,onun üzerine de bütün olarak pişmiş olan armutu koyun.Tenceredeki kıvamlı kırmızı şerbetinden üzerine bir kaç kaşık gezdirin,nane yaprakları ile süsleyip dondurmanın erimemesi için hızlı bir şkilde servis yapın.



























Çok lezzetli ve bir o kadar da hafif bir tatlı...Afiyet olsun!

4 Eylül 2011 Pazar

OSMANLI ŞERBETİ



















1 şişe portakal suyu
1 şişe vişne suyu
1 şişe karadut suyu
(ben meyva sularını cam şişelerdeki ELİTE yada AOÇ olarak alıyorum...Şekersiz,naturel,organik)
3 kabuk tarçın, 10 adet karanfil

Hepsini karıştırıp,kısık ateşte yarım saat kadar kaynatın...3-4 saat( ben bir gece beklettim) buzdolabında bekletip soğuk olarak servis yapın....Her yudumda iç ferahlatan bir lezzet...Afiyet olsun.

TAVUKLU BADEMLİ KAPAMA

Harcı için: 2 adet Tavuk Göğsü,1 kuru soğan,dolmalık fıstık,kuş üzümü,yeni bahar,karabiber,tuz.
Hamur için: 2 yumurta,21 gr.yaş maya,2 su bardağı un,2 çorba kaşığı yoğurt,2 çorba kaşığı margarin,1 tutam tuz...
Badem.
Yapılışı:Tavuk gögsünü haşlayın,didikleyin,soğanı ince doğrayıp tavada döndürün,tavuk eti,dolmalık fıstık ve kuş üzümlerini katıp bir süre pişirin...Baharatlarını ekleyip bir kaç kere daha karıştırın...Harçı soğuması için bir kenara alın.



Mayalı hamuru yapın,açın,kek kalıbını yağlayın,kalıbın altına bademleri sıralayın,açtığınız hamuru kalıba yerleştirin,ortasını elinizle delin...

İçine harcı koyun,kenarlardaki hamuru üzerine kapatın...

Hamurun kenarlarından da yanlarına badem atabilirsiniz.

220 derecede 25 dk.pişirin...

Kalıptan tersini, yani bademler üstte kalacak şekilde çıkartın...Afiyet olsun.
















FINDIKLI KİRAZ KURABİYE
























6 Kişilik-Gerekli Malzemeler;
200 gr.pötibör bisküvi
1 kahve fincanı eritilmiş ılık margarin
2 çorba kaşığı süt
1 limonun rendelenmiş kabuğu
1 çay bardağı ince çekilmiş fındık
1 çay bardağı fındık içi
2 çorba kaşığı bal
1 çay bardağı vişne suyu
1-2 damla kırmızı gıda boyası
3 çorba kaşığı toz şeker
100 gr.kurutulmuş kiraz sapı(Baharatçılarda satılıyor)

Hazırlama süresi:20 dk.

Bisküvileri robottan geçirip geniş bir kaba alın.Margarin,süt,limon kabuğu,çekilmiş fındık,bal,vişne suyu ve kırmızı gıda boyasını ekleyip yoğurun.Hamurdan fındık büyüklüğünde parçalar koparıp elinizde yuvarlayın.Yuvarlak hamurların ortalarına birer fındık yerleştirip tekrar yuvarlayın.Tek tek tozşekere bulayıp servis tabağına dizin,üzerlerini kiraz sapları ile süsleyin.




Banu'nun notu: Servis zamanına kadar buzdolabında saklarsanız daha iyi olur,toz şekere bulandığı için oda sıcaklığında bir müddet sonra şekerler kendini salıyor.

KOKO KURABİYE

3 yumurta akı
1 su bardağı Pudra şekeri
1paket vanilya
3 su bardağı hindistan cevizi
Renklendirmek için:Gıda Boyaları

Gıda boyaları hariç tüm malzemeyi karıştırıp yoğurun,üç ayrı parçaya bölüp,gıda boyaları ile renklendirin.Hamurdan küçük parçalar koparıp topşeklinde yuvarlayın ve yağlı kağıt serili tepside 180 derecede hafif kızarana kadar pişirin.Soğuyunca servis yapın...Oldukça uzun süre tazeliğini koruyan bir kurabiye...Çocuklar bayılıyor:)

Afiyet Olsun:)



24 Ocak 2011 Pazartesi

FRANSIZ USULÜ BİBERLİ BİFTEK...

                                                                         Malzemeler:
6 parça kuzu külbastı(hafif dövülmüş)
Tane kara biber,tuz,
1 küçük kutu krema
yarım çay bardağı viski
tereyağ
İlk önce etler tek,tek kağıt havluya sarılıarak fazla suyu alınır.
Resimde görüldüğü üzere, üzerlerine dövülmüş tane karabiber,tuz ve yarım çay bardağı viski dökülür ve ters yüz edilerek marine edilir...

Tereyağında içleri çok hafif sulu kalacak şekilde pişirilir.Pişen etler ayrı bir tabağa alınır...Tavada kalan karışımın içine krema katılarak ve -tavanın dibide iyice kazınılarak-kaynatılır ve koyulaşınca etin yanına sos olarak sunulur.(bir dahakine mantar da koyacakmış,yakışırmış:)
Afiyet bal şeker olsun hepimize:)))

22 Aralık 2010 Çarşamba

KARDAN ADAMLI CUPKAKE

12 adet

Kek için:1 yumurta,60 gr.tereyağ,1 su bardağı elenmiş un,3/4 su bardağı süt,1 su bardağı toz şeker,30 gr.kakao,1 çay kaşığı karbonat,1 paket vanilya

Üzeri için:1 paket toz krem şanti,1 çay bardağı süt,1 çay bardağı hindistan cevizi,24 marshmallow şwkwe, 12 küçük kare çikolata,12 kavrulmuş dolmalık fıstık,süsleme şekerleri.

1.Tereyağı,vanilya ve toz şekeri mikserle krema kıvamına gelinceye kadar çırpın,kakao,un,karbonat ve sütü ekleyip karıştırın.
2.Ayrı bir kasede yumurtayı çırpın ve karışıma ekleyip karıştırın.Muffin kaplarına kağıt yerleştirip hamuru içlerine paylaştırın.180 dereceye ayarlanış fırında 20-25 dk. pişirin.Tel ızgara üzerinde soğutun.
3.Krem şantiyi sütle çırpın ve soğuyan keklerin üzerine sürün.Bolca hindistan cevizi serpiştirin.Marshmalloe şekerleri üst üste yerleştirip kardan adam şekli verin.Dolmalık fıstık ile burun,çikolata ile şapka,göz vs.yapıp şekil verin.süsleyin.Servis yapın...Özellikle çocuklar bayılıyor:))) AFİYET OLSUN

ps:Malzemelerdeki küçük kare çikolataları şapka yapmışlar tarifte,ama ben onun yerine evdeki yine çikolata kağıtlarını kullandım.

11 Kasım 2010 Perşembe

ELMALI KEREVİZ SALATASI

1 adet büyük boy kereviz

1 adet orta boy elma (varsa ekşi yeşil elma)
Yarım su bardağı çekilmiş ceviz (isteğe göre)
4–5 yemek kaşığı yoğurt (süzmede olabilir)
4–5 yemek kaşığı mayonez
1–2 diş sarımsak
1 çay kaşığı tuz
Yarım limon suyu

Kerevizi ve elmayı rendeleyin.Kerevizin kararmaması için üzerine yarım limon suyunu ve tuzu ekleyerek ovun. üzerine rendelediğiniz elma, yoğurt, mayonez ve sarımsağı ilave edip, karıştırın,servis tabağının ortasına koyup etrafını ince portakal dilimleri ile süsleyin...Servis yaparken her dilimin üzerine 2 kaşık salatadan koyarak servis yapın.

ÇİKOLATALI MUFFİN...

- 1 adet yumurta


- 125 g tereyağı (oda sıcaklığında)

- 3/4 su bardağı süt

- 1/2 su bardağı yoğurt

- 1 paket vanilya

- 2,5 su bardağı un

- 2 yemek kaşığı kakao

- 1 tatlı kaşığı kabartma tozu

- 1 tatlı kaşığı karbonat

- Bir tutam tuz

- 1 su bardağı toz şeker

- 1/2 tatlı kaşığı portakal kabuğu rendesi

- 1 paket (80 g) bitter çikolata


1. Yumurta, tereyağı, süt, yoğurt ve vanilyayı derin bir kaba alarak mikserle çırpın. Ayrı bir kapta portakal kabuğu rendesi, un, kakao, kabartma tozu, karbonat, şeker ve tuzu harmanlayın.İki karışımı birleştirip mikserle pütür kalmayıncaya kadar karıştırın. Küçük karelere kestiğiniz çikolatayı da karışıma eklleyin...Hazırladığınız hamuru yağlanmış muffin kalıbınıza paylaştırın. 170 derece ısıtılmış fırında 25-30 dk kadar pişirin.

MEKSİKA FASULYESİ SALATASI

- 1 küçük kutu Meksika fasulye konservesi


- 1 küçük kutu haşlanmış mısır konservesi

- 7-8 adet kurutulmuş domates

- 6 sap taze soğan

- dereotu

- taze nane

- 1 çorba kaşığı nar ekişisi

- zeytinyağı

- tuz

Fasulyeleri ve mısırları süzgeçte iyice yıkayıp bir müddet suyunun süzülmesi için bekletiyoruz. Sonra bir kabın içine alıp ince ince doğranmış yeşillikleri ve biraz sıcak suda bekletilip şerit şeklinde doğranmış kurutulmuş domatesleri ekleyerek üzerine nar ekşili , zeytinyağlı ve tuzlu sosu ekip karıştırarak servise hazır hale getiriyoruz.

Afiyet olsun:)

21 Ağustos 2008 Perşembe

HANGİ MEVSİMDE HANGİ BALIK YENİR ?

Balıkta şeker, karbohidrat yok denecek kadar azdır. Protein açısından ise son derece zengindir. Bu özellikleri nedeniyle son derece sağlıklı bir yiyecektir. 100 gram yağlı balık yaklaşık 22 gram, yağsız balık ise 10 gram protein içerir. Balık aynı zamanda proteininden en çok faydalanılan besin türüdür. İnsan vücudu bu proteinin %93’ünden faydalanır. Bu oran kırmızı etlerde ve diğer beyaz etlerde çok düşüktür. Balık az karbohidrat içermesinin yanı sıra madensel tuzlar ve mineraller açısından son derece zengindir, bol miktarda fosfor, kalsiyum, iyot ve flor içerir. Balık eti A, B1, B2 ve D vitaminleri açısından da zengindir.

SİYAH ETLİ-BEYAZ ETLİ BALIKLAR

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz, her geçen gün artan çevre kirliliğine rağmen balık çeşitleri açısından son derece zengin bir ülkedir. Deniz balıkları siyah etli-beyaz etli, yerli ve göçmen olarak sınıflara ayrılırlar.
Beyaz etli balıkların sindirimi siyah etlilere nazaran daha kolaydır. Jelatin içerdiklerinden haşlamaya elverişlidirler. Tavası, ızgarası, yağlı oldukları mevcsimlerde de ızgarası yapılır. Bunlara örnek olarak barbunya, tekir, levrek, kefal, lüfer, kalkan, mercan, çipura, dil, pisi ve kırlangıçı gösterebiliriz. Torik, palamut, uskumru, kolyoz, kılıç, hamsi, sardalya, gümüş gibi balıklar da siyah etli balıklar sınıfına girerler. Bu balıklar beyaz etlilere nazaran daha yağlıdırlar ve daha az jelatin içerirler. Bu nedenle haşlamaya uygun değildirler ve hazımları daha zordur.
BARBUNYA
Denizlerimizin bu tatlı balığı genellikle Ege ve Akdeniz’de bulunur. Yerli bir balık türü olan barbunya sıcak ve ılık denizlerin kıyıya yakın olan kumlu ve çamurlu diplerinde, az olmakla beraber kayalık yerlerde yaşar.Genelde 17 ila 20 cm arasında olup nadiren 40 cm’ye kadar çıkar. Kaya Barbunyası, Kum barbunyası, Ot barbunyası ve Paşa barbunu diye dört çeşidi vardır. Bunların içinde en makbulu kaya barbunyasıdır. Sırtı kırmızı ve karın kısmı beyaz olan kaya barbununun sırtında hiç gri leke bulunmaz. Kum ve ot barbunyasında ise sırt gri ile kırmızı renklerin karmaşası halindedir. Paşa barbununun her iki yanında, çeneden kuyruğa doğru sarı bir şerit bulunur. Tekir ile çok karıştırılan bu balığın en lezzetli zamanı Temmuz ile Ekim ayları arasıdır. Bu süre zarfında tavası, ızgarası ve kağıtta kebabı çok güzel olur. Tekirden en büyük farklılığı kafasının daha uzun oluşudur. Tekirin kafası küttür ve çene altında iki adet sakalı bulunur.
DİL BALIĞI
Dil balığı da yerli balıklarımızdan olup Ege ve Akdeniz’de bolca yakalanır. Her mevsimde yenebilir. En lezzetli zamanı kasım ilâ şubat ayları arasıdır. Tavası çok güzel olur.İrilerinden fileto çıkarılıp şiş veya salçalı fileto yapılabilir.
TEKİR
Barbunyaya çok benzeyen ve yakın akrabası olan bu balık bütün denizlerimizde avlanır. Karadeniz ve Marmara’da avlanılanlar 6 ila 10 cm arasındadır. Ege ve Akdeniz’de ise boyları Barbunya’yı yakalar. Çene altı bıyıklarının uzunluğu, küt kafası ve birinci sırt yüzgeçindeki sarı-siyah benekleri ile Barbunya’dan ayrılır. Dört mevsim yenebilecek bu balığın en lezzetli zamanı, aynen Barbunya’da olduğu gibi Temmuz-Ekim ayları arasıdır. Tavası ve kağıt kebabı çok güzel olur.
ÇİPURA
Ege’nin meşhur yerli balığı olan ve küçük sürüler halinde gezen Çipura son yıllarda çiftliklerde de üretilmeye başlanmıştır. Çipura Elips biçiminde yassı vücudu, beyaz karnı, koyu gri sırtı ve pembemsi yanakları ile tanınır. Atlas Okyanusu, Kuzeybatı Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de bulunur. Bir zamanlar Marmara Denizi’nde de yakalanan ve Alyanak adıyla tanınan bu balığın maalesef nesli tükenmiş bulunmaktadır. Genelde 20 ila 35 cm arasındadır. Ancak 6-7 kg’ya varanlarına da rastlanmıştır. Her mevsimde zevkle yenebilen bu balığın ızgarası, buğulaması, çorbası, fırını çok güzel olur. Izgara için ideal büyüklük 250 ila 350 gram’dır (3 ila 4 adet/kilo). Daha büyüklerinin fırında pişirilmesi tercih edilmelidir.Buğulama ve çorba için her boyu kullanılabilir. Tadı nefis olan bu balığı katkısız, yani ızgara veya fırında yenmesi tercih edilmelidir. İsparoz ve lidaki bu türün küçük çeşitleridir.
KARAGÖZ
Çipuranın yakın akrabası olan Karagöz, elips şeklinde, yassı, gümüşi pulları olan yerli bir balıktır. Baltabaş, Sivrigaga, Sargos ve Mırmır gibi çeşitleri vardır. Ortalama 20-25 cm, en 50 cm boyunda olur. Yazın taşlık ve yosunluk, midyesi bol yerlerde yaşar. Kışın derin sulara çekilir. Her mevsimde yenebilen bu balık, özellikle Mayıs-Temmuz ayları haricinde daha yağlı ve lezzetlidir. Aynen Çipura gibi ızgarası, buğulaması, fırını ve çorbası çok güzel olur. 1 kg ve daha büyüklerinin fırını tercih edilmelidir.
SARDALYA
Hamsinin yakın akrabası sardalya sürüler halinde yaşar ve kıyılar boyunca göç eder. Kurutularak, tuzlanarak hatta balık yağı ve balık unu elde etmekte kullanılır. Sardalya adı konserve işleminden dolayı konserve ile özdeşleşmiştir. Hatta ringa konservesine de aynı ad verilir. Sardalya Akdeniz’de 15-20 cm dolaylarındadır. Okyanusta ise 30 cm’ye kadar büyürler. Hamsi Karadeniz için neyse sardalya’da Portekiz, İspanya’nın Atlas Okyanusu kıyıları, Sicilya ve Malta için de aynı şeydir. Bu ülkelerde birçok yemek sardalya üzerine kurulmuştur. Ülkemizde Kuzey Ege’de bolca yakalanan sardalyanın en lezzetli mevsimi Temmuz-Ekim aylarıdır. Bu sürede çeşitli ızgaraları, fırını ve kağıt kebabı, buğulaması ve pilakisi yapılabilir. Kasım-Haziran arasında ise ancak pilaki ve buğulaması yapılabilirse de bir önceki döneminki kadar lezzetli olmaz. Sardalyanın küçüğüne papalina tabir edilir; ayıklamadan yemeği yapılır. Tirsi ise sardalya azmanıdır. Kıl tarzında çok kılçığı vardır ve sardalya kadar lezzetli değildir.
HAMSİ
1988 yılında 310.000 ton ile toplam balık avcılığımızın yaklaşık üçte ikisini meydana getirmektedir (40.000 ton tatlı su üretim ve avcılığı dahil, 1988 yılında toplam 480.000 ton). Gözlerinin gerisine kayan ağzı ve yivrilmiş burnu ile yakın akrabası Sardalya’dan kolaylıkla ayrılır. Gümüş balığı (Aterina) da hamsinin akrabasıdır. Boyu ortalama 12 cm olup azami 18-20 cm’ye kadar büyürler ve çok büyük sürüler halinde gezerler. Karadeniz hamsisi Azak ve Karadeniz olmak üzere ikiye ayrılır. Azak hamsisinin burnu daha küttür. Azak Denizi’nde üreyip kışlamak üzere güneye, bizim Orta ve Doğu Karadeniz bölgesine inerler; Nisan sonunda da kuzeye göç ederler. Karadeniz hamsisi ise Kuzeybatı Karadeniz’de ürer, kışlamak üzere Kasım’dan Şubat’a kadar Trakya kıyılarına ve Marmara’ya göç eder. Nisan ayında da yumurtlamak üzere Karadeniz’e çıkar. Ayrıca Marmara Hamsisi denilen, yalnız Marmara’da çıkan, daha küçük ve göç etmiyen bir hamsi türü de vardır. Aynı tür Kuzey Ege’de de bulunur. Bu hamsinin sırt rengi daha açıktır. Hamsi özellikle Karadeniz yöremizin temel gıdası, temel protein kaynağıdır. Fiyatının ucuz olması nedeniyle çok geniş kitleler tarafından tüketilir.Hamsinin hemen her türlü yemeği yapılır. Izgara, tava, fırın, kağıt kebabı,buğulama, pilaki, yahni gibi. Siyah etli balık olmasına rağmen buğulamaya son derece uygundur.Yaz aylarında yağsız olduğu için ızgara yerine tava veya buğulaması tercih edilmelidir. Çeşitli yemek tariflerini “Hamsi Yemekleri” bölümünde bulabilirsiniz. Kış aylarında yakalanan hamsi tuzlanıp saklanır. Buna ançovi tabir edilir. Ayrıca balık yağı ve balık unu üretiminde de kullanılmaktadır. USKUMRU
Kolyosa çok benzeyen ve sürüler halinde dolaşan göçmen bir balıktır. Denizlerimizde 30 cm civarında olan uskumru Kuzey Denizi’nde 50 cm’ye kadar büyür. Yaz aylarını Karadeniz’de geçiren uskumru Eylül ve Ekim aylarında Marmara’ya iner ve kışı burada geçirip yumurtlar. Mart ilâ Haziran aylarında da Karadeniz’e döner. Uskumru büyüklüğüne göre üç değişik ad ile adlandırılır. En küçüğü kalinarya’dır. 20-25 cm civarında ve yağlı olanları uskumru, dönüş uskumrusu ise çiroz olarak adlandırılır. Yazın yakalananlara ise lipari denir. En lezzetli olduğu dönem Eylül ayından yumurtlamaya başladığı Ocak ayı sonuna kadardır. Bu süre içinde ızgarası, kağıt kebabı, dolması, köftesi ve tuzlaması çok güzel olur.Bu mevsimlerde yağlı olduğundan tavası tavsiye edilmez. Şubat’tan itibaren yağını kaybetmeye başladığından tavası yapılabilir. Yazın yakalananlar ise pilaki ve tava için uygundur. İlkbaharda Karadeniz’e dönüş yapan çirozlar kurutulur. Esas adı çiroz kurusu olan bu kurutulmuş balığa geçen zaman içinde ismi kısaltılarak yalnızca çiroz denmeye başlanmıştır. Uskumrunun kolyostan önemli farklılıkları aşağıdadır.Uskumru ile kolyozun sırt desenleri birbirine benzemekle birlikte kolyosun rengi koyu, uskumrunun ise açıktır. Uskumrunun kuyruk çatalının içi boş ve iki çizgiden ibaret bir “V” harfi tarzındadır. Kolyosunki ise doludur. Uskumrunun gözleri neredeyse toplu iğne başı kadar küçük, kolyosun ise oldukça iridir.
KOLYOS
Uskumruya çok benzeyen bu balık uskumruyla beraber sürüler halinde göç eder. Ayrıca Marmara ve Ege Denizi’nde yerli türleri de bulunur. Tadı uskumruya nazaran oldukça yavan olduğundan genelde tavası yapılır. Ocak ayı en yağlı zamanı olduğundan tuzlama için en ideal zamanıdır. Tuzlaması çok güzel olur.
PALAMUT
Uskumru,torik ve orkinosu içeren bir familyadandır. Sürüler halinde yaşayan pulsuz, siyah etli bir göçmen balıktır. Sırtı çizgili, karnı gümüş rengindedir. Uzunluğu 1 metreye kadar varır. Bu familyanın çeşitleri bütün denizlerimizde görülmekle birlikte en lezzetlileri Karadeniz ve Marmara’da avlanılan tipleridir. Karadeniz ve Marmara palamutunda baştan kuyruğa doğru muntazam çizgiler halinde giden, dördü koyu, üçü açık menevişli yedi adet bant bulunur. Ege’de yaşayan, Tombik, Benekli Orkinos ve Yazılı Orkinos isimleri alan yakın akrabasında ise sırttan karına doğru dalgalar halinde inen en az 16 adet alacalı bant ile karın civarında en az üç adet siyah benek bulunur. Bu cinsin etinin tadı, hakiki palamuta nazaran hiç güzel değildir. Ama çok kişi bu özelliği bilmeyip “palamut” diye aldanır ve sonra palamuttan soğur. Palamut avı Ağustos ayında başlar. Önce Karadeniz’den sürüler halinde vanoz ve çingene palamutu, Eylül’den itibaren de palamut gelmeye başlar. En lezzetli zamanı da Eylül başından Şubat ortalarına kadar olan zamandır. Bu mevsimde çok yağlı olduğundan tavası biraz ağır kaçar. Bu nedenle ızgarası ve fırını tavsiye edilir. Aynı mevsimde yahnisi de harika olur. Diğer mevsimlerde tavası yapılabilir. Palamut siyah etli bir balık olduğundan buğulaması ve çorbası tavsiye edilmez. Palamutun boyuna göre isimlendirilmesi aşağıdaki gibidir: . 20 cm’ye kadar........................ palamut vanozu . 20-30 cm arası..........................çingene palamutu . 31-40 cm arası..........................palamut . 40-45 cm arası..........................kestane palamutu . 45-50 cm arası .........................zindandelen . 51-60 cm arası..........................torik . 61-65 cm arası..........................sivri . 65-70 cm arası..........................altıparmak . 70 cm’den büyük......................zindandelen Torik ve toriğin büyük boyları palamuttan daha çok yağlıdır. Bu nedenle tuzlama ve lakerdası tercih edilir.
TRANÇA,SİNARİT
Trança genelde sinaritlerin irisi için kullanılan bir isimdir. Lagos ve orfozla büyük benzerlik gösterirlerse de ayrı familyalara mensupturlar.
LÜFER
Akdeniz,Karadeniz, Marmara, Hint Okyanusu ve Atlas Okyanusu’nda sürüler dolaşan lüfer pullu bir göçmen balıktır. Soğuk denizlerde yaşayanları daha yağlı olduğundan daha da lezzetli olur. Ülkemizde Karadeniz’de ve İstanbul Boğazı ile Marmara Denizi’nde yakalananların tadı muhteşemdir. Daha güney denizlerimize inildikçe yavanlaşır ve kendisine mahsus o güzel tad ve kokuyu kaybeder. Eylül ortasından Ocak sonuna kadar olan zamanı en yağlı ve lezzetli zamanıdır. Bu devre içinde ızgarası tavsiye edilir. Çinekopun da ızgarası çok iyi olur, ancak mevsimi lüfere göre kısadır. Kasım sonundan itibaren azalmaya başlar. Diğer zamanlarda, büyüklüğüne göre pilakisi, buğulaması, kağıt kebabı ve tavası olur. İlbharada son derece yağsız olduklarından tava, pilaki ve buğulaması tercih edilmelidir. Lüfer büyüklüğüne göre en çok isim alan balıktır. Lüfer çeşitleri şöyledir: . 10 cm’ye kadar................... yaprak (20 adet/kg) . 11-13 cm arası.................... çinekop(16-19 adet/kg) . 14-16 cm arası.................... kabaçinekop (10-15 adet/kg) . 17-20 cm arası.................... sarıkanat (9-14 adet/kg) . 21-30 cm arası ................... lüfer (4-8 adet/kg) . 31-35 cm arası.................... kaba lüfer(2-3 adet/kg) . 35 cm’den büyük................ kofana ( yaklaşık 1 kg/adet veya daha büyük).
LEVREK, MİNEKOP, EŞKİNE
12 değişik türden meydana gelen bu familya ılık ve tropik suların sığ kesimlerinde yaşar. Vücutları iğ biçiminde ve yandan hafif basıktır. Pulları oldukça iri olan levreklerin yanları genelde beyaz, alt bölümleri gümüşi, alt yüzgeçi ise sarımsıdır. İrileri 1 metreyi geçerken,.denizlerimizde 20 ila 60 cm arasında olurlar. Bayağı levrek ve benekli levrek olmak üzere iki tipi mevcuttur. Sırtlarındaki çok sayıda benek ile ayrılırlar. Benekli levrek Güney Ege ve Akdeniz’de, bayağı levrek ise bütün denizlerimizde görülür. Karadeniz’de kötek olarak ta bilinen minekop ta bu familyanın diğer bir türüdür. Eşkineye çok benzeyen minekoplar 30 ila 80 cm arasında olur. 1 metreden büyük ve 20-25 kg olanlarına da rastlanmıştır. Erişkinler kıyıya yakın kayalık dipleri, yavrular ise akarsu ağızlarını tercih ederler. Parlak mavimsi-gri renkteki vücudu sırttan karına doğru inen sarı menevişli çizgilerle bezenmiştir. Karnı gümüşi beyazdır. Eşkine ise bütün denizlerimizde görünen kıyıya yakın kayalık diplerde yaşıyan bir türdür. Ortalama 30 cm ve 600 gramdır. 3-4 kiloluk irilerine de rastlanmıştır. Sırtı kamburumsudur ve koyu kahve ile lacivert arası bir renktedir. Karnı ise sarı-beyaz menevişlidir. Başının içinde, gözlerinin arkasında herbiri 4-5 gram ağırlığında iki adet beyaz taş bulunur. Halk arasında bu taşların idrar söktürücü ve böbrek taşı düşürücü olduğuna inanılır. Genelde tek gezen, geceleri avlanan ve oyuklar arasından süzülürcesine dolaşan bu balığın başlıca besini karides ve yavru balıklardır.Yıl boyunca yenen levreğin çok lezzetli eti vardır. En güzel mevsimi kış ayları ve ilkbaharın başıdır. Her türlü yemeği yapılan levreğin buğulaması, fıfırnda kağıt kebabı ve mayonezlisi nefis olur. Levrek özellikle şaraplı ve mayonezli balık yemeklerine çok güzel gider.
İSTAVRİT
İstavrit, Marmara ve Boğaz’da balık avlamaya başlayanların ilk tanıştıkları balıktır.Ağzı öne uzayabilen, dişleri ince, gözleri iri, kuyruğu derin çatallı ve vücudu iğ biçiminde olan göçmen bir balıktır. Marmara, Ege ve Karadeniz’de yaşayan yerli türleri de vardır. Marmara’da 15-20 cm, Ege’de 30 cm civarında olurlar. Marmara’da boyu 10 cm’nin altında olan küçük istavritlere kıraça tabir edilir. Karadeniz’in doğusunda istavritler palamut büyüklüğünde, yaklaşık 50 cm boyunda olurlar.Sarıkuyruk istavrit veya sarıkanat istavrit diye anılan tipi sularımızda en çok bulunan türüdür. İstavritler sonbaharda Marmara’ya iner, mayıs’tan itibaren de Karadeniz’e geri dönmeye başlarlar. Her mevsimde yakalanan istavritin en lezzetli olduğu zaman Kasım ila Şubat ayları arasıdır. Tavası ve fırını çok güzel olur.
İZMARİT
Ağzı körüklü, gözleri iri, sırt-göğüs ve anüs yüzgeçleri sert diken ışınlı bir balıktır. Sularımızda iki türü vardır: menekşe izmarit ve istargilos. İzmaritin erkekleri dişilerden daha iri olurlar. Dişiler 20 cm civarında olurken erkekler 25 cm’ye kadar uzayabilir. İzmarit midye, deniz solucanı ve balık yumurtaları ile beslenen bir dip balığıdır. Eti beyaz ve son derece lezzetlidir. Tavası güzel olur. Sonbahar ve kış aylarında ızgarası dahi yapılır. İzmaritler ızgara yapılırken ayıklanmaz. Olduğu gibi pişirilip bilahare derisi, bağırsakları ve kılçıkları ayıklanır. Üzerine limon ve zeytinyağı ile kıyılmış maydanoz eklenerek hazırlanır. Pulları kazındıktan sonra derisi tulum çıkarılarak yapılan tavası da çok güzel olur.
KALKAN
Karadeniz’in bu ünlü balığı bütün yassı, oval vücudu, bir tarafı siyaha yakın diğer tarafı beyaz rengi ve beyaz tarafındaki düğmeleri ile tanınır. Her iki tarafı siyah olan kaya kalkanı’na da nadiren rastlanır. Kaya kalkanı daha çok Sinop, Samsun yörelerinde çıkar. İstanbul Boğazı’nın kuzeyinde, Karadeniz’in batısında avlanan kalkan bir tarafı siyah, bir tarafı beyaz olan bayağı kalkandır. Kalkan karadeniz içinde, kışın kuzeyden güneye göç eder. Her mevsim avlanan kalkan bütün sene boyunca yenebilir. En lezzetli zamanı Ocak sonundan Mart ortalarına kadardır. Tavası çok güzel olur. Buğulaması ve kağıt kebabı da yapılır. İlkbahar sonlarından itibaren Ağustos ayına kadar yakalanan kalkan yavrularının tavası nefis olur.
MEZGİT
Tavuk balığı olarak ta bilinen mezgit bütün denizlerimizde bulunmakla beraber en çok Karadeniz’de bulunur. Yaz hariç devamlı yumurtalı durumdadır. Mezgitin yumurtalı tavası, domatesli sotesi güzel olur.
KEFAL
Yaz ayları dışında lezzetli olan pullu ve göçmen olmayan bir balıktır. Bütün denizlerimizde yetişir. Sonbahar, Kış ve İlkbahar’da çok lezzetlidir. Kefalin buğulaması ve pilakisi çok güzel olur. Ayrıca likorinoz denilen tütsülüsü de çok makbuldur. Bir kefal türü olan haskefalin kurutulmuş yumurtaları çok aranan bir deniz ürünü, bir mezedir. Sarı kulak kefalin tavası ve fileto ızgarası da yapılır. Kefal alırken çok dikkat etmek, tercihan tanıdık balıkçıdan almak gerekir. Çünkü kefal kirli ve bulanık suları çok sever ve buralarda diğer balıklar yaşamazken o yaşar. Örneğin İzmir Körfezi’nde diğer balıklar yaşamazken kefal bol miktarda bulunmaktadır. Bu gibi sularda yakalanmış kefal insan sağlığı için büyük tehlike arzeder.
KILIÇ
Türkiye’mizi çevreleyen denizlerde artık nadir görülen çok lezzetli bir balık türüdür. Akdeniz ve Ege’de yıl boyunca, Karadeniz’de ise yalnız yaz ayları görülür. Kılıç gibi uzun üst çenesi, lacivert-siyah sırt rengi ile tanınan bu balığın akrabası marlin bizim sularımızda bulunmaz. Daha çok Atlas Okyanusu’nda Bermuda civarında bulunan bu balık pişince pembemsi et rengi, kafadan kuyruğa kadar uzanan sırt yücgeçi ve yuvarlak yerine enine yassı üst çenesiyle kılıçtan ayrılır. Her mevsimde yenebilen kılıçın en lezzetli zamanı Eylül-Şubat arasıdır. Bu balığın en güzel defne yapraklı şişi olur. Izgarası ve kağıt kebabı da yapılır.
KIRLANGIÇ
Bütün denizlerimizde bulunan kırlangıç ortalama 25-30 cm olup nadiren 75 cm’ye kadar olanlarına da rastlanmaktadır. Sırt rengi kırmızı-pembe, karnı ise pembe veya beyazdır. Yakın akrabası olan öksüz’den, bu balığın pembe-gri veya komple gri sırtı, ve öksüzün ördek gagasını andıran ağız yapısı ile ayrılır. Her ikisi de lezzetli olup genelde kırlangıç tercih edilir. Çok gelişmiş solungaçları ve gırtlak yapısı medeniyle uğultu, inilti gibi değişik frekanslarda ses çıkarırlar. Bu ses nedeniyle bir birçok balıkçı tarafından inleyen balık diye adlandırılır ve uğursuz sayılır. Kırlangıç ızgara ve tavaya uygun değildir. Buğulaması, özellikle çorbası çok lezzetli olur. Haşlanmış kırlangıçın ayıklanmış etleri mayonezli veya zeytinyağ-limon sıkarak soğuk olarak ta meze olarak lezzetle yenebilir.
İSKORPİT, ADABEYİ
Kırlangıçtan bahsedince iskorpit ve adabeyini atlamak olmaz. Her ne kadar aynı familyadan olmamakla beraber etleri ve uygun oldukları yemekler açısından çok benzerlik gösterirler. İskorpit bütün denizlerimizde, adabeyi ise genelde Ege’de bulunur. İskorpitin sırt dikenleri zehirlidir. Bu nedenle balıkçıya ayıklattırılmalıdır.

19 Ağustos 2008 Salı

SEBZELERİ DOĞAL ZAMANINDA YEMELİ

Sebzeleri doğal zamanında yemeli!
Sebzeleri doğal olarak yetiştiği mevsimde tüketmek en sağlıklısı… Peki hangi sebzenin hangi ayda yetiştiğini biliyor musunuz? Mevsiminde yenen doğal sebze ve meyveler dengeli beslenmenin ilk şartlarından, sağlık kaynağımız doğal gıdalar; vitamin ihtiyacını karşılıyor, enerji veriyor, metabolizmanın düzenli çalışmasına yardımcı oluyor.

Sebzeler ve doğal yetiştiği aylar

Bamya: haziran- temmuz- ağustos
Barbunya: nisan- mayıs- haziran
Beyaz lahana: kasım- aralık- ocak- şubat
Bezelye: nisan- mayıs- haziran
Brokoli: ocak- şubat- mart
Çarliston ve dolmalık biber: haziran- temmuz- ağustos- eylül
Çilek: mayıs- haziran
Dereotu: yılın her mevsimi
Domates: haziran- temmuz- ağustos- eylül -ekim- kasım
Havuç: eylül- ekim- kasım- aralık- ocak- şubat- mart
İç Bakla: nisan- mayıs- haziran
Ispanak: kasım- aralık- ocak- şubat- mart
Karnıbahar: kasım- aralık- ocak- şubat- mart
Kereviz: kasım- aralık- ocak- şubat
Kırmızı lahana: kasım- aralık- ocak- şubat
Kırmızı közlemelik biber: ağustos- eylül- ekim
Kuru soğan: yılın her mevsimi
Madımak: mayıs
Mantar: eylül- ekim
Maydanoz: yılın her mevsimi
Marul: nisan- mayıs- haziran
Patates: yılın her mevsimi
Patlıcan: haziran- temmuz- ağustos- eylül- ekim- kasım
Pırasa: kasım- aralık- ocak- şubat- mart
Salatalık: mayıs- haziran- temmuz- ağustos- eylül- ekim
Semizotu: nisan- mayıs- haziran
Sivri biber: haziran- temmuz- ağustos- eylül- ekim
Taze fasulye: mayıs- haziran- temmuz- ağustos- eylül
Taze yeşil kabak: kasım- aralık- ocak- şubat- mart
Turp: ocak- şubat- mart
Ağaçta büyüyen meyveler için yukarıdaki durum söz konusu değil ama bunlarında depolanma suresi boyunca kullanılan ilaçların zararını en aza indirmek için; yıkama işleminde titiz davranmak gerektiği belirtiliyor. Çilek üretimi farklı olduğu için belirtmek gerekir:

Hangi aylarda ne şekilde beslenmeli

Ocak: Sebze ve et suyu ile hazırlanmış çorbaları sofranızdan eksik etmeyin. Hareketsiz geçen soğuk kış günlerinde çorbalar bağırsak sistemini düzenler. Soğuk havalarda vücuda direnç veren balık ve baklagiller de en çok tüketilmesi gereken besinlerden.
Şubat: Kansere karşı etkili lahanagilleri (lahana, brüksel lahanası, karnabahar ve brokoli) sık sık yiyin. Bol betakaroten içeren havuç ile salata, zeytinyağlı yemek veya havuç suyu hazırlayın.,
Mart: Mart, yaza hazırlık ayıdır. Hafif beslenmeye başlamanın tam zamanıdır. Mart, aynı zamanda ilkbahara geçiş ayıdır. Bu nedenle hafif bir o kadar da direnç verici besinleri tüketmeye özen göstermek gerekir. Balık, ızgara et, sebze ve meyveler bol tüketilmeli.
Nisan: Kuzu etinin en taze ve lezzetli zamanı. Bu aylarda et olarak kuzu etini tercih edin. Sütlü hafif tatlılar pişirin. Sabah kahvaltısında ve geceleri yatmadan önce bir bardak süt için. Hafif ama sağlıklı beslenerek ve açık havada düzenli yürüyüşler yaparak fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz.
Mayıs: Çilek kısa omurlu bir meyve. İçeriğindeki zengin vitamin (özellikle C vitamini) ve mineraller sayesinde ani enerji verip, geçiş mevsiminde ortaya çıkan yorgunluk belirtilerini giderir.
Haziran: Kısa ömürlü dut ve kirazı bu ayda bol bol tüketin. Her ikisi de zengin vitamin ve mineral kaynağı.
Temmuz: Semizotu, balıktan sonra en çok omega-3 içeren sebze. Vücut tarafından üretilmeyen bir yağ asidi olan Omega-3, kalp hastalıklarına, zihinsel karışıklığa ve bunamaya karşı etkili.
Ağustos: Yaz meyve ve sebzelerinin en olgun zamanı. Meyveleri bol yiyin. Bunun yanı sıra balık, zeytinyağlı sebze, hafif soslu makarnaları günlük öğünlerinize paylaştırın.
Eylül: Kışa hazırlık ayıdır. Vücudu soğuk mevsime hazırlamak gerekir. Bol balık, sebze, meyve ve makarna gibi enerji verici karbonhidratlar ağırlıklı beslenin. Mürdüm erik ve fındığı hergün belli bir miktar tüketmeye özen gösterin.
Ekim: Omega-3 içerikli cevizin tam zamanı. Cevizi bu aylarda bol bol tüketin. Ayrıca mantarlı nefis yemekler pişirebilirsiniz. Mantar, balık, et ve sebzelere çok yakışır. Mantarı Izgarada üzerine peynir serperek pişirip kahvaltıda da yiyebilirsiniz.
Kasım: Balkabağından bol bol yararlanın. Çorbası, tatlısı ve pastası ile nefis lezzetler hazırlayabilirsiniz . Balkabağını ayrıca etli sebze yemeklerine de ilave edebilirsiniz. İçerdiği bol betakaroten sayesinde kansere karşı etkili bir sebze.
Aralık: Soğuk algınlığı hastalıklarına yakalanmamak için sağlıklı beslenin. Portakal veya greyfurt suyu için. Ispanak, baklagil, et, yoğurt, muz, elma ve kuruyemişleri bol tüketin

13 Mayıs 2008 Salı

RENKLİ PATATES TOPLARI



Malzeme: 6-7 Patates,Tereyağ, Tuz, Limon suyu, havuç, maydanoz, dereotu, pul biber...

Yapılışı:

Patatesleri haşlayıp,ezin...Sıcakken içine 2 yemek kaşığı kadar tereyağı ilave edin...Tuz ve limon suyunuda katarak ,damak tadınıza uygun olarak hazırlayın...

Ayrı bir yerde,havucu rendeleyin,maydanoz ve dereotunu ince kıyın...Pul biberi ,havuçu ve maydanoz dereotu karışımını ayrı ayrı kaplara koyun...

Ezilmiş patatesten küçük parçalar koparıp,eliniz ile yuvarlatın ve sırası ile havuç,maydanoz ve pul biber karşımına bulayıp servis tabağına dizin...

AFİYET OLSUN.

7 Nisan 2008 Pazartesi

ELMALI KEK




ELMALI KEK
3 adet yumurta
2 su bardağı şeker
3 su bardağı un
1 su bardağı yoğurt
1 paket kabartma tozo
1 paket vanilya
1 su bardağı margarin(eritilmiş)
3-4 adet elma
1/2 su bardağı pudra şekeri
Yapılışı:
Yumurtaları şeker ile birlikte bembeyaz olana dek çırpalım.Yoğurdu ve erimiş soğumuş margarini ilave edip tekrar çırpalım.Un,kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip kalıba dökelim.(Arzu ederseniz içine yarım su bardağı çekilmiş ceviz katabilirisiniz)
Elmaların kabuklarını soyup ince dilimleyin.Kekin üzerine sırt sırta araları boş kalmayacak şekilde dizin.170 derecede pişirin.
Fırından aldıktan sonra kendi kalıbı içinde soğutup üzerine pudra şekeri serperek servis yapabilirsiniz.
Afiyet Olsun.

17 Mart 2008 Pazartesi

PİŞİ



PİŞİ:

Malzemeler:

1 kg.un

Yarım kg.süt

2 Yemek kaşığı toz maya

tuz

Yapılışı:

Unu geniş bir kaba koyun.

Yarım kg.sütü ısıtın( çok sıcak olmayacak)

Mayayı ayrı bir kapta az ılık süt ile eritin,eriyince diğer süte karıştırın.Sonra yavaş yavaş unun içine dökün,karıştırıp,hamur yapın...Bir saat kadar kabarması için bekleyip,kızgın yağda küçük parçalar kopararak kızartın.

VEYA:Fırından ekmek hamuru alın ve aynı şekilde kızartın:))

AFİYET OLSUN

10 Mart 2008 Pazartesi

EREN PAŞA-ELİF HANIM KURABİYESİ


Malzemeler:

1 paket oda sıcaklığında margarin
1/2 çay bardağı sıvıyağ
1/2 çay bardağı sirke
3 tatlı kaşığı şeker,
1 tatlı kaşığı tuz,
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı mahlep,susam,çörekotu üzerini süslemek için
2 yumurta sarısı üzeri için.
alabildiği kadar un...Malzemelerin hepsi karıştırılır.Hamur yapılır.Merdane ile açılıp,istenilen şekil verilir.
Her daim pratik oması gereken anneler için Banu tarifi :))
Malzemeler:
1 Paket Dr.Oetker Tuzlu kurabiye hamuru
1 yumurta sarısı
175.gr.Tereyağı
1,5 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
üzeri için,susam,çörek otu vs.
Yapılışı:Malzemelerin hepsi karıştırılır...Kulak memesi kıvamında hamur yapılır...Kalıplar ile istenilen şekil verilir...Üzerine yumurtanın beyazı sürülüp,susam vs.ile süslenir.
180.derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.
AFİYET OLSUN

SOSİSLİ MİNİ BÖREK


Yine çok pratik ve kolay hazırlanan,
özellikle çocukların çok severek yedikleri minik börekler...
Malzemeler:
1Paket Milföy Hamuru
8 adetSosis
1 Adet Yumurta
Süslemek için Çörek otu
Yapılışı:
Milföy hamurlarını oda sıcaklığında yumuşamaya bırakın.Sonra 2 adet milföy hamurunu dikdörtgen şekil alacak şekilde bir birine yapıştırın.Arasına hafifce haşladığınız sosisleri koyup rulo şeklinde sarın...1 Parmak kalınlığında dilimlere ayırın yağlanmış fırın tepsisine dizin...Yumurta sarısı sürüp çörek otu veya susam ile süsleyin...180.derece fırında pişirin.
AFİYET OLSUN

DÜÜT ve HAV HAV KURABİYE



















Zuzularımın bayıldığı kurabiyeler:))

Bu tarz kurabiyelerde genel tarifi;
400 gr.un
200 gr.Tereyağı
125.gr.pudra şekeri
2 adet yumurta beyazı
tarçın.....

Her daim pratik olması gereken anneler için kolay Banu tarifi :))))

Malzemeler:

1 Paket Dr.Oetker Tatlı Kurabiye Hamuru
175 gr.Tereyağ
1 tatlı kaşığı Tarçın
Üzeri için Pudra Şekeri veya Tarçınlı Dekor Şekeri

Yapılışı:

Bütün malzemeleri karıştırın....Merdane yardımı ile açın...Arzu ettiğiniz kalıplar ile şekiller oluşturun.Yağlanmış fırın tepsisinde 175 derecede 20-25 dk.pişirin...Soğuyunca üzerine pudra şekerini serpin.

AFİYET OLSUN.

TOPHANE GÜLÜ

Bu tarifimiz de yine çok pratik ve lezzetli:))

Malzemeler:

5 adet yuvarlak hamburger ekmeği

2 adet Tophane patlıcanı

1 paket Mozerella peyniri

Zeytinyağı,tuz,karabiber,kırmızıbiber,sarımsak tozu...

Yapılışı:

Öncelikle patlıcanlar alacalı soyulup 1 parmak kalınlığında dilimlenir...Tuzlu suda acısı çıkması için bekletilir.Sudan çıkarılıp kağıt havlu ile fazla suyu alınır...Tost makinası(veya teflon tava da olur) çok az yağlanır patlıcanlar alt üst ederk pişirilir.

Ayrı bir tabakta ,Zeytinyağı,karabiber,kırmızıbiber,tuz ve sarımsak tozu karıştırılır.

Pişen patlıcanlar bu karışıma yatırılır, bir müddet bekledikten sonra ikiye kesilmiş hamburger ekmeğinin arasına konur..Patlıcanların üzerine de Mozerella Peyniri ilave edilir.Ekmek kapatılıp servis yapılır.

İster böyle, isterseniz de resimde görüldüğü gibi, peynirler hafif erisin diye fırına atabilir ve domatesle süsleyebilirsiniz....

Banu'nun notu: Foto'daki patlıcanlar da tophane!!ama kış diye biraz küçük kaldı:)) Siz esas Tophane patlıcanı ile yaparsanız, hamburger ekmeğinin yuvarlaklığında ve büyüklüğünde olacağı için görüntü çok daha hoş oluyor.

AFİYET OLSUN